birbirine çok kibar davranmak
Fiil
birbirine yardım etmek
Fiil
biriyle olan teması kaybetmemek
Fiil
birbirine karşı kışkırtmak
Fiil
üşüşmek, birbirinin üstüne binmek.
People tumbled over each other to buy the papers: Halk gazetelere
üşüştü = gazeteler kapışıldı.
birbirinin iflâsına sebep olacak derecede rekabete girişmek.
birbirine şaşkın şaşkın bakmak
Fiil
biriyle işbirliği ederek bir işin onun eline geçmesine yardım etmek
Fiil
anlaşmak, birbirini anlamak.
bir ülkeden kaçıp bir başkasına sığınmak
Fiil
bir şeritten diğerine geçmek
Fiil
bir suçun bir diğer suçla aynı anda yer alması
bir sahneyi bir başka sahneye dönüştürmek
Fiil
bir bankayı bir başka banka ile birleştirmek (füzyon
bir konudan bir konuya atlamak
Fiil
bir konuyu ötekinden ayrı tutmak
Fiil
bir konudan diğerine sıçramak
Fiil
istinabe müzekkeresi istinabe selahiyeti
birer birer, birbiri ardından/ardınca, birbiri peşinden.
(US) kendi mallarını başka markalı mal diye yutturmak
Fiil
bir alacaklıyı bir başka alacaklıya tercih etmek
Fiil
bir kitabı bir başkasıyla değiş tokuş etmek
Fiil
yolcuları bir mevkiden bir başka mevkiye aktarmak
Fiil
Aşağı yukarı/şöyle böyle (geçinip gidiyoruz).
bir şeyi başka bir şeyle karıştırma
her husus gözönüne alındığı takdirde.
bir şeyin başka bir şeye benzerliği
birinin çırağını başka birine devretmek
Fiil
bir ülkeyi bir diğeriyle birleştirmek
Fiil
...'den ...'ye değişmek
Fiil